hikayeler

03/04/2011 20:55

 

Aşkımı Herkez Bilsin

uzaktan sevmekUzaktan Sevdim
Sen baharın yağmurla getirdiği özlemdin içimdeki, sen çiğ tanesi kadar saf ve ne olduğunu asla anlayamadığım yanımdın benim ve denize düşüp de ıslanmaktan korkutan bir savaştın yüreğimde...

Özlemini her gece koynumda hissettiğim ve hiçbir zaman seni sevmekten vazgeçmediğim için özeldin. Sonra gözlerle yüzüme baktığında ya da her kavga edişimizde fırtınalar kopardı yüreğimde, sen hiç bilmezdin. Benim susuşum senin kaçışını desteklerdi belki de. Belki de gerçekten söyleyemediğim sözlerle doldu kalbim ve sen her seferinde gün batışını anımsattın bana, onun kadar güzel onun kadar huzur verici. Aslında hem onun kadar uzaktın bana hem de yakınımda hissettim seni, uzanıp tutacak kadar yakınımda. Uzaktan sevmeyi hiç sevmiyordum ama uzaktan sevmek zorundayım. Kimse bilmemeliydi seni sevdiğimi , sonra kopup giderdin benden, arkadaş bile kalmazdın bilirdim. Bir sevdiğin vardı konuşurlarken duymuştum. Sonrada sen anlattın bana sevgilini. Hiç görmediğim birinden nefret ettim onu sevdiğin için. Ve sonra dayanamaz oldu gönlüm bu ağırlığa. Seni görmekten acımaya kanamaya başladı. Tükeniş başladı benim için ömrümün baharında. Çok tatlıydın o gülen koskoca gözlerinle rüyalarımda gördüm seni. Kumsalda dolaştığımızı, ay ışığında dans ettiğimizi gördüm ve her gerçeğe dönüşümde hayaller biraz daha uzaklaşmaya başladı benden. Artık biliyordum seni benden ayıracak hiçbir şey kalmamıştı. Yüreğimden seni söküp atacak hiçbir güç bulamadım. Bir sonbahardı hatırlıyorum. Sararmış yapraklar caddelerde telaşlı insanlarla doluydu ve ben ilk kez hatırlıyordum yaşamanın ne demek olduğunu. Kuşların öttüğünü fark ettim ve denizin mavi olduğunu ve dünyanın senin etrafın altında dönmediğini. Hala seni seviyorum, hala seni görüşümde yüreğim kanatlanıp uçacakmış gibi hissediyorum. Ama artık biliyorum aşk tek kişilikte yaşanabilir ve zaten sen bunu anladığım günden beri daha yakınsın bana. Belki de beklediğim buydu güvenmemdi kendime. Şimdi her şeyi fark ederek yaşıyorum ve her şeyin tadına varıyorum ama hala bir yerim eksik biliyorsun. Ama bende biliyorum ki hiçbir şey eksik kalamaz. Elmanın bile iki ayrısı vardır ve benim eksik tarafım sensin.

Bir Bitişin Hikayesi

gençlerin aşkıDaha Çok Gençtim
Tam tamına 17,5 yaşındaydım o gün. Bütün eğitim hayatımı adadığım ve sonunda başardığım üniversitemin bahçesinde onunla konuşup bir ilişkinin temellerini atmak üzereyken küçük bir çocuktum. Günü birlik ilişkilerde, geçici flörtlerden hoşlanmadığımı belirtecek kadarda büyük. Üniversite hayatinin başlangıcı bu muhteşem birlikteliğinde başlangıcı oldu. Günler büyük bir hızla geçiyor ve her gecen gün aşkımızda ayni hızla büyüyordu.

Önce toplumdan, sonra da okulumuzdan soyutladık kendimizi. Her anımızı baş başa geçirmekten, İstanbulun keşfedilmemiş yerlerin gezmekten büyük keyif alıyorduk. Onun dinine çok bağlı olması, benim bugüne kadar bilmediğim görmediğim şeyleri yapıyor olması hoşuma gidiyor, ben de her gün yeni şeyler öğreniyordum.

Bu aşk romanlarından fırlamış mutlu günler daha doğrusu seneler 4 yıl sürdü. Kesintisiz 4 yıl. Bu arada o benim aileme, bende onun ailesine girmiştik. Evleneceğimiz günler sayiliydi.
5. yılımıza girdiğimiz ilk günlerinde her şey alt üst oldu hayatımda. Senelerdir görmediğim bir arkadaşımı ziyarete gittim ve aşık oldum. Hayatımızda başka insanlar olmasına rağmen bu garip duygusal çekim bizi yakaladı, ama hemen kendimizi toparlayarak uzaklaştık. İşte yine ben eski bendim. Her şeyi çözmüş ilişkime sağlam bir şekilde dönmüştüm .- Döneme mimiydim yoksa Bir kaç ay sonra İnternet ve chat ortamını keşfettim. Seneler sonra ilk kez farklı erkeklerle konuşmak gerçekten ilginçti gelmişti. İleri gidip teflonlaşmaya ve hatta bir kaç kez görüşmeye bile vardırmıştım işi. Ama hep kendimi haklı çıkaracak sebepler aradım. Kötü bir şey yapıyordum, onu anlatmıyordum. Yada bana öyle geliyordu. Başka bir adama aşık olmamla başlayan kavgaların, tartışmaların yerini şimdi chat kavgaları almaya başlamıştı. Bu seferde netten yüzünü bile görmediğim bir adama aşık olmam, olayın patlama noktası oldu. Çünkü artık sözlerin yerini tokatlar almıştı. Çıktığım tatiller, görüşmeme kararları, ilişkiyi kurtarma çabaları hiçbir işe yaramıyordu. Elimizde hiçbir şey kalma misti artık. Bizi bir arada tutan o güçlü bağ,aşk,sevgi,saygı,hoşgörü. Hepsi uçup gitmişti.şaşkındım. nasıl bu hala gelebilmişti her şey. Bitmeliydi. Bitecekti. Ve bitti. 5. yıldönümümüze 1 ay kala bitti büyük aşk masalı. Biliyorum. Ben suçlu görünüyorum. Ama hala kendimi haklı çıkarmak için çok fazla sebep bulamıyorum. Pişman mıyım. Hayır. 23 yaşındayım artık ve elimde kalan hala bitmemiş bir okul. İlişkim bitti ama okul hala duruyor. Aşk mı bir daha asla... 

 

 

Aşk Kapıyı Çalınca

aşk içinHep özlediğim, beklediğim aşkın böyle aniden kapımı çalıvereceğini, izin almadan yüreğimde bir köşeye yerleşeceğini hiç düşünmememiştim. Göz göze geldiğimiz anda. Başımdan aşağıya buzlu su dökülmüş gibi hissettim.

Bakışları içimi titretti, bilmediğim, tanımadığım bir dünyanın kapıları açılıverdi önümde... Kimde, neydi, hangi sınıfta öğrenciydi, daha önce onu görmemiştim. Bütün gün bu sorularla boğuştum. İlk şoku atlatıp kendime geldiğimde okulda onu aramaya başladım. Gerçeği öğrenmem hiç zor olmadı tabii ki! Suratıma tokat gibi çarpan gerçeği... O okulumuzda yeni görev yapmaya başlamış bir öğretmendi çok genç olduğu için öğrencilerden ayırt etmek mümkün değildi.

Böyle şeyler yalnız filmler de olur sanırdım. Oysa ben sırılsıklam aşık olmuştum. Gözleri başımı döndürecek kadar güzel olan yalnızca adını ve öğretmen olduğunu bildiğim biri, kısacık bir zamanda hayatımı değiştirivermişti. Ona aşık olmam benim suçum muydu? İnsan hesap kitap yaparak aşık olmazdı ki? Tamam itiraf etmeliyim, ben pek normal biri değilim. Başkalarına göre farklı yanlarım çok., özellikle de aşk söz konusuysa hiçbir zaman sıradan biri olmadım ama bu kez tamamen kaderdi. Sonunda ona söylemeye karar verdim.

Madem aşık olacak kadar cesaretliydim, söyleyecek kadar da cesaretli olmalıydım. Söyledim. Şaşkınlığımı ifade edecek sözleri şu an ben bulamıyorum. Düşün bir kez, çat kapı bir öğrenci geliyor ve ‘’ ben sizi gördüğüm ilk andan beri seviyorum’’ diyor. Ne hissedersiniz bilemem ancak o bana karşı çok olgun, anlayışlı davrandı.
Yaptığım çocukluklarla hayatını cehenneme çevirdiğim halde sevgiyle yaklaştı.. incitmemek için çok uğraş verdiğini şimdi anlıyorum oysa o zamanlar çok incitmiştim.

Bir gün bana hak vereceksin demişti evet onu anlıyorum ve hak veriyorum. En doğrusunu yaptı. Zaman belki çılgın aşkımı bitirdi. Ama ona olan saygım ve sevgim sonsuza kadar sürecek. 

 

Canım Yanıyor Aşk Acısı

aşk acıdırÇok Acılar Çektim
Canım yanıyor. Bilmiyorum bu daha farklı nasıl ifade edilir. 1969 doğumluyum. 1990 da 2 yıldır beraber yaşadığım sevgilimle evlendim. 1997 de bir kız çocuğu dünyaya getirdim. Bugün 30 Ekim 2005. 14 gün önce o sevgilinin eşyalarını ben topladım. Hiç elim titremedi, hiç ağlamadım. Çok garipti çok ama hep yanıyordu canım yanıyordu bunun farkındaydım tıpkı doğum yaparken olduğu gibi dişimi sıktım.Bu geçicek bu biticek sadece benim dayanmam gerekiyor hiç bağırmamıştım. Şimdi oturup bir sigara yaktığımda bir melodi duyduğumda hatırladığımın o an farkına vardığım bir sürü şey geliyor aklıma. Off neler yaşandı nerde hata yapıldı yada nasıl farkına varılmadı o hatanın. Bu yaşadığım ne? BU can yanması bu batma ne zaman geçicek? Ben ediyle büdü olmak istemiştim. Kocam hem arkadaşım,hem sevgilim,hem kardeşim,hem anam hem babamdı. Yedi sene boyunca bir sürü şeyi beraber yaptığımız adam baba olduktan sonra birden bire daha fazla çalışma dürtüsü duydu. Artık bir sürü geceyi kızımla evde yalnız geçiriyordum. Ve bunu hiç anlamıyordum çünkü ben daha fazlasını istememiştim. Benim yanımda o sorumluluğupaylaşacak sevgiliye ihtiyacım vardı çünkü normal değildim. Hamilelikle başlayıp doğumdan sonra yaklaşık(kendi yaşadıklarıma göre ) 9-10 ay süren bir anormallik vardı vücudunuzda dengeler değişiyordu. Bunun farkındaydım çünkü tv kumandasıyla zap yaparken tv de notrdam ın kamburunun çizgi filminin karesini 10 sn gördüğümde ağlamaya başlayınca soluğu bir doktorda aldım. Bana endişelenmememi bunun çok normal olduğunu kadınların sanırım % 70 idi nin doğumdan sonra depresyona girdiklerini söyledi. Bu iç rahatlatıcı bilgiyle muayenehanesinden çıktım demek ki çok sıradandı. Bir sürü insan bunu yaşıyordu ölmüyordu. Ama lanet olası o düşünme dürtüsünün bir aç-kapa düğmesi yok. Sevgili çok çalıştı para kazandı. Ben çok gece ağlayıp, yapma, aramıza duvar örüyorsun dedim abartıyorsun oldu.
Sonra eve bir bilgisayar alındı yıl kaçtı anımsamıyorum ama bu pc alındığında en pahalı işlemci sanırım PIII idi ve celeron işlemcinin 366 dan daha hızlısı yoktu şimdi o pc ile yazıyorum. Sonra sanırım benim şikayetlerim azaldı çünkü sevgili ne yaptığımla ilgilendi bir ara, ahh, ben ne mi yapıyordum internette o arada, en çok microsoft comic chatte yazıyordum. Konuşuyordum diyemiyorum çünkü ben konuşurken insanları görmek isterim. Orada tanıyıp asla gerçek hayatta tanışmadığım ve halen ıcq dan sohbetimizi devam ettirdiğimiz iki tane dostum var. İkisi de evli ikiside erkek. Biri bizim yaşlarımızda bir oğlu var diğeri 64-56 lık bir çift iki tane oğulları var.
Gülümsüyorum çünkü canım yanıyor çok fazla değil hep aynı insanlarla konuştum telefon numaramı adımı bana ulaşabilecekleri herhangi bilgiyi vermedim nette yaptığımız sohbeti yüz yüze de yapabilirdik (SANIRIM TUTUCU BİR İNSANIM). Hala sanal seks nedir bilmem, insanlar bundan ne zevk alır hiç anlamam. Sonra bir akşam sevgili oturdu o pc nin başına. Bir hatunla yarım saattlik bir sohbetin sonunda karşılıklı telefon numaraları verildi ve hatun bunu aradı, konuşuldu ertesi gün için buluşma planları yapıldı. İçine düştüğüm hayreti ifade edecek kelime bulamıyorum. Bana göre o kadar mantıksız okadar anlamsızdı ki. Güldüm evet güldüm çünkü hem çok garip hem çok aptalca hemde komikti. Ertesi gün planladıkları saat yaklaştıkça sevgili gerilmeye başladı, o kadar belliydi ki. Onu tanıyordum, yüzünden geçen ifadelerin ne anlattığını biliyordum. Hiç bir şey söylemedim. Duş aldı giyindi, gidicekmisin diye sordum, bilmiyorum dedi. Güzel bir pazar günüydü, evede yemek yok hanımeline mantı yemeye gidelim dedim, tamam dedi üçümüz çıktık. Garson servis açtı ve sipariş almak için geldi. Sevgili sipariş vermedi. Yer ayaklarımın altında kaydı. Bu bir kamera şakası olmalıydı. Saatine baktı. Ağlamak ve gülmek aynı anda geçti içimden. Eğer gideceksen ve geç kalmak istemiyorsan şimdi çıkman gerek dedim. Haklısın dedi ve kalktı GİTTİ GİTTİ... Orda ben ve kızım mantımızı yiyip kalktık. Yürüyerek eve dönerken içimden gelen gülme dürtüsünü çok zor bastırıyordum. Sanki poker oynuyorduk ve o blöf yapıyordu evin önüne geldiğimde araba otoparkta o da evde olacaktı. Eve geldik yoktu 15 dk sonra cebim çaldı sevgili buluşacağı hatunun tel nosunu pc nin yanndaki not defterine yazmış ve yanına almamış acaba ona verebilirmiymişim. Verdim ve telefonumu kapattım. Kızımı uyuttum. 
Beraber içeriz diye aldığım kavaklıdere-kımızı açtım ve içtim içtim ağladım ağladım ağladım gece 2-3 falan eve geldi, kavga ettim ağladım ve hep neden neden neden dedim. Ertesi sabah balkona kahvaltı sofrasını hazırlarken bir kez daha yer kaydı ayaklarımın altından. İki aydır sen yıkat, hayır sen yıkat diye konuştuğumuz leş gibi araba o dar vakitte yıkatılmış ve pırıl pırıldı. Konuşarak çözmeye çalıştım imkansızdı. Çok kırıldım ve sanırım asla tamir olmadı. Bu olay bir şekilde kapandı ama sevgili cep telefonunu babasına hediye etmek zorunda kaldı. Aramıyorum dedi aradığı ayrıntılı tel faturalarında ortaya çıktı.
Bir gün evden aradı benimle konuşmak istedi ben ne kadar anlayışsız bir kadınmışım onlar sadece arkadaşmış bir kadınla bir erkeğin arkadaş olmasında ne varmış. Verdiğim yanıtları veya diyologları burda yazmıyorum çünkü bu yazı çok uzar. Ama şu kadarını söyleyeyim bunu ben yapmış olsaydım gece eve de dönmezdim ve büyük bir ihtimallede buluştuğum adamın yanında kalırdım. Çok kırıldım, çok üzüldüm, çok hazımsızlık çektim, çok kızdım. Dedim ki bana bunları yaşatma ben haketmedim. Eğer benden sıkıldıysan, bir şeyleri kaçırıyorum diye düşünüyorsan git bacaklarına yapışmıyorum, beni bırakma demiyorum ama bunları yaşatma sanırım hiç anlamadı. Hatta hayret bile ettiğini farkettim bu kadın neden ve nasıl kendine bu kadar güveniyor diye. 3 yıl geçti bunun üzerinden ve bir sürü şey yaşandı. Ama hiç iyiye gitmedi. Çok komik ama bu ara etrafımızda ayrılan çiftler çoğaldı. En sonunda arkadaşlarımızdan biri daha ayrılırken sevgili de olmuyor böyle birbirimizi daha fazla boğmayalım bir süre ayrı yaşayalım dedi. Olur dedim, yalnız bunu anlaman neden bu kadar uzun sürdü onu anlamadım, ben 3 sene önce sana bunu söylemiştim zaten. Çok kırıldım. Bana saygı duymuyorsun bana güvenmiyorsun dedi. Acaba o bana saygı duyuyor muydu. Ama sağ kolu kadar güveniyordu çünkü fikri ile zikri aynı olan bir insandım biliyordu ben elde var birdim sanırım.
Çok anlamsız belki ama tüm bunlar yaşanırken her şeye cevap bulan sevgili oooo hatunun nerde yaşadığını nerde çalıştığını ve onunla benim haberimin olmadığını sandığı zamanlardada çok uzun telefon konuşmaları yaptığını bildiğimi anlayınca cümle kuramadı bir süre. Sonra dediki benim hayatımda kimse yok o kadınlada görüşmüyorum. DOĞRUYDU. Söylediği doğruydu % 90 doğruydu. Ama bu hjiç bir şeyi değiştirmiyordu. Gittikten sonra görüştüğümüzde(haftada iki kez görüşüyoruz çünkü kızımız var) bak bakalım beni özleyecemisin dedi ben de sende bak bakalım özleyecekmisin dedim. Canım yanıyor. Özleyeceğim evet özleyeceğim bunu biliyorum bilmediğim şey bunu ona söyleyecekmiyim. Yaşayacağım ve göreceğim.

ONLINE ZIYARETCiSAYISI TOPLAM Website counterZiYARETCi SAYISI